Ana Sayfa K.ATATÜRK Hakkımda Ziyaretçi Defteri İletişim

Trabzon Portalı

Giresun

Tarihi    Coğrafya    Ekonomi   Turizm    Yaylacılık    Örf ve Adetler
TARİHİ

      Giresun, Doğu Karadeniz Bölgesinin sahil şeridinde, mavi ile yeşilin buluştuğu yerde bir yarım ada üzerinde kurulmuştur. Karadenizin tek adası olan Giresun Adası(Aretias) adeta kentin simgesi durumuna gelmiştir. Şehrin adı, eski adı olan "Kerasus" kelimesinden gelmektedir. Bu ismin kaynağında iki rivayet vardır. Birincisi yetişen bol miktardaki kirazdan geldiği, ikincisi de şehrin üzerine kurulu olduğu yarımadanın denize doğru bir boynuz gibi uzanmasındandır. Eski yunanca'da "boynoz" Kerastan anlamında idi.

      Şehrin kimler tarafından nerede kurulduğu hala tartışmalıdır.  Şehir hakkında Roma ve Bizans ve Rum Pontus imparatorluğu dönemine ait tatminkar bilgiler olmasada, Romalı idareci  Arrien Farnakia'nın eski adının Kerasus olduğunu belirtmiş ve buranın Sinop'lular tarafından kurulduğunu yazmıştır. Böylece araştırmacıların M.Ö. 183'te Sinop'u alan Pontus Kralı Farbakies'in Giresunun bu günkü bulunduğu yarımada da  Farnakia adlı yeni bir kale  inşa ettirdiğini, sonraları buraya Kerasus adını verdiğini ileri sürmelerine sebep olmuştur.

      Eski Anadolu tarihi araştırmalarında, bu bölgede M.Ö. 2000'li yıllardan beri Türk varlığının mevcut olduğunu anlamışlardır. M.Ö. 7. yüzyılda Kimmerler ve Sakaların (İskitker) Karadenize göç etmesiyle Oğuzlar da bu bölgeye yerleşmişlerdir. Bu bölgede Oğuz boylarından Yazır, Döğer, Avşar, Karkın, Hallaç'ların; Akhun, Kuşan, Peçenek, Hazar, Hun, Kıpçak Türklerinin yerleşimi mevcuttur

      M.Ö. 7. Yüzyılın ilk yarısında Saka baskısı sonucu Kimmerler, Kafkaslar'ı Geçerek Anadolu'ya gelip Şebinkarahisar'ın Bozbayır, Akkaya, Güneytepesi, Dışkaya civarındaki mağraların bulunduğu bölgeye yerleştiği sanılmaktadır. Giresun'un batı yakasındaki "Çıtlakkale" mahallesi adının Deliorman ve Selanik civarından gelen Türk topluluğu Çıtlaklardan geldiği, bölgede konuşulan lehçe ve kültür unsurlarından anlaşılmaktadır.

      Karadeniz bölgesinde bir çok koloni şehri kuran Miletoslular, Giresun ve Tirebolu şehirlerinin kurucularıdır. Persler, Anadolu' yu ele geçirdikten sonra, bölgeyi merkeze bağlı satraplıklara  ( Eyalet) bölmüşlerdir. Giresun Doğu Karadeniz eyaleti içinde kalmıştır.

      Giresun, bir süre Kapadokya Krallığı (M.Ö. 332-323) ile Makedonyalıların (M.Ö. 301) hakimiyetinde kalmıştır. Roma İmparatorluğu bu bölgede egemen olan Pontusluların hakimiyetine son vermiş ve Farnakeia'yı kendi sınırlarıiçersine katmıştır. Romalı yazarlardan Ammianus Marcel'e göre Romalı komutan Lucullus bölgeye geldiğinde yabani kiraz ağaçlarını görerek, kiraz fidanlarını Romaya götürmüş. Bu bilgiye dayanılarak kirazın dünyaya Giresun'dan yayıldığı söylenmektedir.

     Bizans egemenliği döneminde Yunan soyunun gitdikçe zayıflaması ile bölgedeki başka soydan gelen insanları asimile etmeye çalışmıştır. Bu yüzden Doğu Karadeniz bölgesindeki ormaları kesip burdaki kabileleri ithat altına almaya çalışmışlar ve bölgeye bir miktar Hırıstıyan Bulgar Türk'ü bölgeye getirmiştir. 705 yılında ilk kez Müslüman Arap  orduları bölgeye gelerek İslamiyeti tanıtmaya başlamışlardır.

      1204 yılında Haçlıların İstanbul'u ele geçirmeleri sonucu, Bizans İmparatoru Komnenos'un çocukları Trabzo'u alıp burada Trabzon Rum İmparatorluğunu kurmuşlardır. Giresun'da bu devletin sınırları içinde kalmıştır. 1244' de Trabzon Rum Devleti Moğolların egemenliği altına girerek, Türklerin bir eyaleti olmuştur.

      Bölgenin Moğollar hakimiyetine girmesindan sonra, Oğuzların boylarından biri olan Çepniler; Ordu, Giresun ve Trabzon illerine yerleşmeye başlamışlardır. Giresun'un Türkleşmesi Anadolu Selçuklu Beylikleri döneminde dada artmıştır. 1297'de Ünye  yöresini ele geçiren Çepniler, Trabzon'a kadar akınlar düzenlemişlerdir. Bu akınlar sırasında Giresun kalesinin zapdedildiği sanılmaktadır.Tarihçi Panaretos'un yıllığına göre 1301'de İmparator II.Alezios, Kerasus'a gelip "Koustougans" adlı Türkmen beyini yenilgiye uğratmış ve kalenin surlarını yeniden yaptırmış. Bahsedilen bu Türkmen beyinin Küçük Ağa veya Küçdoğan olduğu belirtilmektedir.

      Çepni Türklerinin Beyi olan Hacı Emir Bey'in Oğlu Emir Süleyman Bey 1397'de Giresun'u feth ederek bölgenin tamamen Türkleşmesini sağlamıştır.

      1402'de Timur'un egemenliğine giren bölge, 1405'te tekrar eski konumuna kavuşmuştur. 1453'te Fatih Sultan Mehmet Giresun'u vergiye bağlamış fakat vergisini ödemediği için 1456'da şehri kuşatsada, Giresun ödemesi gereken vergiyi artırarak Osmanlıdan kurtulmuştur. 1461 Yılında Fatih Sultan Mehmet Han'ın Trabzon Rum İmparatorluğunu feth etmesiyle Şehir teslim olmuş.

      Yavuz Sultan Selim'in, Giresun'un Türk-İslam şehri haline gelmesinde çok önemli rolü olmuştur. Osmanlı idaresi altında Şehir bir liman kenti olarak gelişmiş faket bu dönemde zaman zaman ayaklanma ve eşkiyalık hareketleri baş göstermiştir. 1586 ve 1587 yıllarında şehirde muhafız olarak bulunan yeniçerililer bağzı karışıklıklar çıkartmıştır. Bazı kaynaklarda ise 1634 yılında , Kazakların Şehir ve yöresini yağmaladığını yazmaktadır. 1756'da Canik muhassılı olan Süleyman Paşa ve kardeşi Ali Bey 12.000 kişilik bir kuvvetle şehri basıp yağmalamıştır. XIX. Yüzyılda  Tuzcuoğulları isyanı bölgeyi etkilemiş, bunlara katılan Laçinoğulları 1816'da Giresun'a tam olarak hakim olmuştur. II. Mahmud'un gönderdiği iki fıkateyn ile bir korvet şehrin önlerine gelerek yeniden kontrolü sağlamıştır.

      Giresun osmanlı idaresinde kaza merkezi idi. 1486'da Trabzon Sancağına bağlı Zeamet-i Kürtün adlı idari bölgenin merkezidir. 1515'te Kürtün kazasına bağlı Çepni vilayetinin merkezi durumunda iken XVI. yüzyılın sonlarında Giresun kazası olmuştur. Tanzimat döneminde Trabzon'a bağlanmış ve 1847'de Trabzon Merkez livasına tabi olmuştur. 1855'de Ordu livasına, 1856'da yeniden Trabzon livasına, 1857'de tekrar Ordu livasına bağlanmıştır. 1866 tarihli Devlet salnamesinde Trabzon sancağının kazası olmuştur. 1875'ten 1878'e kadar Karahisar-Şarki Sancağına bağlanmış ve 1879'da tekrar Trabzon Sancağına bağlanmıştır. 1923 yılında ise il olmuştur.

       Evliya Çelebi'nin Seyhatnamesinde Giresun

 İstanbul, Kostantini'nin yapısıdır. Sonra Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasanın eline geçmiş ise de, yine Ceneviz Frengi istilâ etmiştir. sonra Fatih zamanında musâhip Mahmut Paşa eliyle zapt olunmuştur. Fatih, kale fethedilir- ken Mahmut Paşaya "Bu gece kale altına Giresun !" diye ferman edince kaleye metrise girip fethettiğinden adına "Giresun" denilmiştir. 17. iklim enlemindedir. Trabzon eyaletinin sınırının başladığı yer de Paşa hasıdır. Hâkimi müslümandır. Üç yüz payesiyle mükellef kazadır. Yeniçeri ocağından Serdarı, Kale Ağsı, Neferleri, Gümrük Emini. Müftüsü, Nakibi vardır. Deniz kıyısında Canik ile Trabzon arasındadır. Trabzon Giresun'un doğusuna düşer. Burası Ceneviz Frenginin elinde iken mâmur ve büyük bir şehir imiş. Hala o zaman yapılanların eserleri görünür. Fakat Giresun şimdi o kadar büyük şehir değildir. Çarşısı içinde camileri, mescitleri, han, hamam, çarşı ve pazar- ları vardır. Kalesi deniz kıyısındadır. Bağ ve bahçelerinde meyveleri çoktur. Liman âlâ demir tutar yataktır. fakat batı rüzgârında biraz sıkıntılı olur.

Limanın batı tarfında bir küçük adası vardır. Nice kereler Kazaklar o adanın şaykalarını saklayıp karadan asker dökerek bu şehirden bol para almişlar, şehre ateşe yakmışlardır. Çünkü kalesi şehri koruyamaz. Bu şehir Trabzon eyaletine tâbi olmakla Ömer Paşa askerinden nice denizden bıkarak kara yoluyla giderler.

      Millî Mücadele yıllarında ve Cumhuriyet Döneminde Giresun tarihi incelendiğinde, I.Dünya Savaşı'ndan önce bölgenin etnik yapısına bakıldığında, nüfusun yarısının Türk, Diğer yarısına yakın bir kısmının Rum ve geri kalanın da Rum olduğu görülmektedir.

      Bu tarihlerde Giresun'da yaşayan Türkler hayvancılıkla uğraşmakta ve fakir bir hayat sürdürürken, Şehrin her türlü ticaretine hakim olan Rumlar ise zengin bir hayat sürdürmaktedir. Rumların en büyük hayelleri, bu bölgede Pontus Rum Devletini yeniden kurmak ve Türkleri bölgeden kovmak veya imha etmekti. Trablusgarp ve I.Balkan savaşlarında Türklerin bağlup olmaları Rumların bu fikirlerini dahada kamçılayarak onları şımartmıştır.

      I.Dünya Savaşında Ruslar karşısında Bayburt Hattı'nda savaşan 37.Fırkanın emrinde Giresunlulardan oluşan bir de gönüllü birlik vardı. Başında Gazi (Topal) Osman Ağanın bulunduğu bu birlik, düşman kuvvetleri karşısında çetin savaşlar vermiş ve Harşit Çayına kadar çekilmiştir. Burda sayısını artırarak Rusları durdurmuştur.14 Şubat 1918 günü Türk birliği, Rus oadusunu Kanlıdere mevkinde yenerek Giresun'un işgalini önlemiştir. Bu başarıdan sonra Giresun'lu gençler, Batum'a giderek Doğu Karadenizin Rus işgalinden temizlenmesine yardımcı olmuşlardır. Osmanlı Devleti savaşı kaybettiğinden, 30 ekim 1918'de Mondros Ateşkes anlaşmasını imzalamak mecburietinde kalmıştır.

      Bu ateşkesden yararlanmak isteyen Ermeniler doğuda Ermenistan, Karadeniz kıyılarındaki Rumlar da Rum Pontus devletini kurma çalışmalarına başlamışlardır. Rum çeteleri Atina ve Patrikhanenin talimatları ile Türk köylerini basmış ve halkın bir kısmını katletmiştir.

      I.Dünya Savaşı esnasında Osmanlı Hükümeti; çeteler kurarak düşmanla işbirliği yapan bir kısım Rum ve Ermeni'yi zorla göçe tabi tutmuştur. Bu kanunu yürütenler hakında idam fermanları yazılmaya başlanmıştı. Giresun'daki Runlar da büyük devletlere başvurarak Giresun gönüllülerinin lideri Osman ağanın idamını talep etmişler. Bunun üzerine Osman ağa  bir gurup adamıyla  dağa çıkarak, Türk köylerini Rum baskılarından korumuştur.

     15 Mayıs 1919'de Yunanlıların İzmir'i işgal etmeleri Rumları çok sevindirdi ve Türklere karşı taşkınlıklarda bulundular. Bunun üzerine Giresun'lular 17 Mayıs 1919'da Büyük bir miting düzenleyerek, tepkilerini dile getirdiler. Bu yıllarda Anadolu galip devletler tarafından paylaşılırken, Giresun'da Belediye reisliği yapmış olan Kaptan Yorgi Paşa'nın oğlu Konstantin Konstantinites başkanlığındaki bir heyet, İngiliz Başbakanı Lord Corç'a baş vurarak, Hopa'dan Yeşil Irmak boylarına kadar bir Pontus Devleti kurulmasını istemişler.

      Bu haber üzerine şehrin ileri gelenleri Trabzon'da toplanarak, Muhafaza-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti bir şubesinin Giresun'da açılmasına karar vermişlerdir. İlk yönetim kurulu Dizdarzâde Eşref Bey'in başkanlığında öğretmen Niyazi Tayyip, Doktor Ali Naci, Ethem Nazif ve İbrahim Hamdi'den oluşmuştur. Bu Cemiyetten Doktor Ali Naci ve İbrahim Hamdi beyler Erzurum Kongresi'ne katılmışlardır.

      23 nisan 1920'de meclisin açılması ve Milli hükümetin kurulması ile, Giresun askerlik şubesi başkanı Hüseyin Avni Alparslan Bey, bu hükümeti tanımış ve Ankara ile ilişkiler kurarak, 1000 kişilik bir tabur teşkil edilir. Bu tabur Kars'da Kazım Karabekir Paşa' nın  emrine gönderilmiştir.

      Osman Ağa, Rusya'dan yiyecek karşılığında silah teğmin edip, bu silahların bir kısmını Ankara'ya göndermiş, diğer bir kısmını ise yeni toplanan erata dağıttırmıştır.

     Atatürk, Giresun gönüllülerinin muhafızlığını yapması için Osman Ağa'dan bir manga asker ister. Bunun üzerine 250 kişilik bir birlik oluşturulmuştur. Bu birliğin adına ise "Giresun Gönüllü Müfrezesi" denmiştir.

      Atatürk, Osman Ağa'ya Giresun'da bir alay kurmasını emrini vermiştir. Bunun üzerine kurulan 47. Alay'ı, Koçgiri isyanının bastırmada kullanılmıştır. daha sonra kurulan 42. Alay'ın komutanlığına Hüseyin Avni Bey getirilmiş ve Samsun'daki Pontusçu Rumların üzerine gönderilmiştir. Görevlerini başarı ile tamamlayan iki alay Samsun'da birleşerek Sakarya cephesine sevk edilmiştir. Sakarya Savaşında, Hüseyin Avni Bey de dahil olmak üzere, 42. Alay'ın büyük bir kısmı şehit olmuştur. 47. Alay ise savaşın sonuna kadar çarpışmış, zaferi kutladıktan sonra Ankara'ya dönmüşlerdir.

      Gönüllü asker, Giresun Uşakları Atatürk'ün, Ankara'da ve Anadolu seyahatlerinde muhafızlığını yapmıştır.

      19Eylül 1924'de Atatürk Giresun'u Cumhurbaşkanı olarak eşi Latife hanım ile ziyaret etmiştir. Bu ziyaret esnasında, Bilgi Yurdu önünde toplanan gençlerin sevgi ve bağlılık gösterileri karşısında durmak zorunda kalmıştır. Gençler adına Dr. Necdet heyecanlı bir konuşma yapmıştır.

    "Bilgi Yurdu adına sizi selamlıyorum; hoş geldiniz Paşa... Kaç gündür sizi bekliyoruz

   Karadeniz'e çıktığınızdan beri gözlerimiz ufuklarda kaldı. Enginlerin göklerle birleştiği yerde hep sizi aradık. Doğru Dumlupınar'dam mı geliyorsunuz? Yaptığınız tarihi tekrar yaşamak için mi oraya gittiniz? Sizin irade ve kutretiniz altında ölen ve öldüren şehitleri ziyaret ettiniz mi ?

   Şimdi ölenlerin de derin bir huşu ve hürmet duyduğum gözleriniz, onları gördü mü? Dünkü silah arkadaşlarınızın ruhları mezarlarında şen ve müsterih uyuyor, deyil mi ? İçlerinde bizim yeşil Giresun' dan da kimse var mıydı?

   Kim iddia edebilir ki, temelini kudretli ellerinde vaaz ettiğin "meçhul şehit" abidesi, bizim Giresun Uşaklarından birinin değildir. Onlara arzularının yerine geldiğini söylediniz mi? Asil ve temiz kan- larının topraklara aktığı gün düşmanın da Akdeniz'de boğulduğunu anlattınız mı ?

   Sen olmasaydın ey büyük Münci ! Ey büyük Halasker ! Türk tarihi de bugün olmayacaktı. Olsa bile sahifeleri artık zafer, hürriyet, saadet değil; zillet, esaret ve hakaret kaydedecekti.

   Bilmiyorlardı ki, Türk tarihi yalçın kayalar üzerinde ve Türk milletinin kalbindedir. Bilmiyorlar ki , sen o kalplerin birleştiği müşterek bir yüreksin."   

      1923 yılında il olan Giresun'un çevresi, Trabzon, Gümüşhane,Erzincan, Sivas ve Ordu illeri ile çevrelenmiştir.

Atatürk'ün Halka Hitaben Yaptığı Cevabi Konuşma

   "Ey genç ! Bütün memleketin gençliğine tercüman olan kıymettar sözlerinden fevkalalede memnun oldun.

   Aafyonkarahisar ve Dumlupınar'da sizin Uşaklar da vardı. Bundan dolayı müsterih ve memnun ola- bilirsiniz. Memleket bu sözleri söyleyen gençlikle iftihar edecektir. Bu memleketin gençliği hakkımda pek büyük teveccüh gösterdi. Bu kadarına layık olduğumu bilmiyordum. arkadaşlar... Bu memleketi ve milleti asırlardan beri berbat edenler çoktan ölmüştür. Bütün gençlik buna iman etmelidir. Bizim ka- nımız akmadıkça bunlar bir daha avdet etmeyecektir."

COĞRAFYA 

      Giresun ili, Karadeniz Bölgesi'nin Doğu Karadeniz Bölümü'nde yer almakta olup, 37º 50´ ve 39º 12´ doğu boylamları ile  40º 07´ ve 41º 08´ kuzey enlemleri arasında bulunmaktadır. İl, doğusunda Trabzon ve Gümüşhane, batısında Ordu, güneyinde Sivas ve Erzincan, kuzeyi Karadeniz ile çevrilidir.

     İl, 6.934 km² lik yüzölçümü ile ülke topraklarının binde 8,5'ini kaplamaktadır. 1997 Nüfus sayımı sonuçlarına göre, il nüfusu 471.876 olup km²'ye 72 kişi düşmektedir. Bu Nüfus yoğunluğu, sahil şeridinden il ortalamasının üzerinde iken, iç kesimlere doğru gidildikçe bu oran belirgin bir şekilde il ortalamasının altına düşmektedir.

     İl'in nüfusu sürekli azlmakta olup, ülke genelinde nüfusu gittikçe azalan iller arasında ilk sıralarda gelmektedir. İl nüfusunda ki belirgin azalma 1970 yıllarından ihtibaren başlamıştır. Nüfus azalmasının başında göç gelmektedir. İl'e aynı zamanda göç gelmesine karşın, giden göçü karşılayamamaktadır.

      İl'in göç verdiği illerin başında, İstanbul, Bursa, Sakarya, Samsun, Zonguldak ve Ankara gelmektedir Bu göç genelde aile düzeyinde olup, Giresun ile bağlarını koparmamaktadır. Çoğu yazları gelmekte olup bir çoğu ise emeklilikde geri dönmektedir.

     Giresun ili merkez nüfusu 1997 sayımı sonuçlarına göre 74.868 olup, ilde yanlızca merkez ilçede yaşayanlar, kırsal kesimde yaşayanlardan fazladır. Kentlerde yaşayanların ilçe nüfusuna oranı %13 ile Dereli'de en düşük, %59 ile merkez ilçede en yüksektir.           

      İl merkezi, Aksu ve Batlama vadileri arasında denize doğru uzanan bir yarımada üzerinde kurulmuş olup, bu yarımadanın doğusunda ve 2 km. açığında Doğu Karadeniz'in tek adası olan Giresun Adası (Aretias) bulunmaktadır.

      Yeryüzü Şekilleri:

     Giresun ili, yüzey şekilleri bakımından engebeli bir görünüşe sahiptir.kıyı genellikle tepelik bir görünüşe sahiptir. Kıyıdan 50-60 km. içerde, kıyıya parelel olarak bir duvar gibi yükselenen Giresun dağlarının ortalama yüksekliği 2000 m. olmakla birlikte bazı yerlerde 3000 m.'yi aşar. Bu dağların Üzerindeki Önemli yükseltiler şunlardır: Balaban dağları (Abdal Musa Tepesi 3.331m.), Gavur dağı Tepesi (3.248m.), Küçükkor Tepesi (3.044m.), Cankurtaran Tepesi (3.278 m.), Karagöl Dağları (Karataş Tepesi 3.107m.), Kırkızlar Tepesi (3.025 m.), Yürücek Tepesi (2.313 m.). Bu dağlar üzerinden kıyı ile iç kesimler arasındaki ulaşım, Şehitler Geçidi (2.475 m.), Eğribel (2.075 m.) ve Fındıkbel (1.750 m.) geçitleri ile sağlanır.

 

      İl genelinde az yer kaplayan ovaların büyük bölümü kıyı kesiminde yer almaktadır. Bunun haricinde Kelkit vadisi'nde Avutmuş Deresi'nin Kelkit Çayı ile birleştiği bölümde küçük bazı düzlüklere rastlanır.

    

      Giresun dağlarının 2000 m. yi aşan kesimlerinde hayvancılık açısından da önemli birçok yayla yer almaktadır. Bu yaylaların başlıcaları; Kümbet, Kulakkaya, Bektaş, Tamdere, Karagöl, Eğribel, Kazıkbeli, Yaşmaklı Ağaçbaşı, Karaovacık Güvende yaylalarıdır.

 

       Akarsular ve Göller:

      Giresun ilinin kuzey bölümünde, Giresun dağları ile Kuzey Anadolu dağları'nın bazı kesimlerinden doğan çok sayıda küçük akarsu vardır ve bu nedenle kıyı şeridi sık vadiler ağıyla yarılmıştır. İl topraklarındaki akarsuların tümü, dağların dik yamaçlarından büyük bir hızla aktığından oluk biçimli derin vadiler oluşmuştur. başlıca akarsuları:

 

      Aksu: Karagöl bölgesinden doğar, merkez ilçenin doğu sınırında Karadeniz'e dökülür. uzunluğu 60 km.dir.

      Harşit Çayı : Gümüşhane il sınırındaki Vavuk Yaylası'ndan doğar, üzerinde doğankent I ve II hidroelektrik santralleri vardır. İl içindeki uzunluğu 50 km. olup, Tirebolu ilçesinden denize dökülür.

      Gelevera Deresi : Balaban dağları'ndan doğar, uzunluğu 80 km. olup Espiye ilçesinin dpğusundan denize dökülür.

      Yağlı Dere :Erimez dağları'ndan doğar, espiye ilçesinin batısından denize dökülür.

      Pazar Suyu :Karagöl ve Yürücek bölgelerinin sularının birleşmesi ile oluşur. Uzunluğu 80 km. olup, Bulancak ilçesinin batısından denize dökülür.

      Batlama Deresi :Çaldağ'ın batı yamacının güneyinde bektaş Yaylası'ndan doğar. Uzunluğu 40 km. olup, merkez ilçenin batısından denize dökülür.

 

      Bölgede önemli büyüklükte göller yoktur. Ancak, kara göl kütlesinin kuzeybatı, kuzey ve kuzeydoğu yamaçları 10 kadar buzyalağı (sirk) tarafından oyulmuştur.

 

      İklim Özellikleri:

      Giresun Dağları'nın kıyıya paralel olarak uzanışı, bölgede iki farklı iklim bölgesi oluşmasına neden olmuştur. Karadeniz kıyılarında ılık ve yağışlı iklim sürer. Uzun yıllara göre , merkezde yıllık sıcaklık ortalaması 14.2º C dir. En soğuk ay (Şubat) ortalama sıcaklığı 6.9º C, en sıcak ay (Ağustos) Ortalaması ise, 22.3º C dir. Kaydedilen en düşük sıcaklık 6 Şubat 1960'da -9.8º C, en yüksek sıcaklık ise 4 Ekim 1952'de 37.3º C olarak ölçülmüştür. Yağışlar bol olup, yıl ortalaması 1.305mm dir. Mavsimlere göre dağılımı; Kış %29, İlkbahar %18.5, Yaz %18.5 , Kış %34 dür.

 

      En çok yağış Ekim ve Kasım, en Az yağış ise Mayıs ve Haziran aylarında görülür. en fazla yağış düştüğü aylarda , aylık ortalama yağış 140 mm.'yi aşarken, en az düştüğü aylarda 60 mm.'nin altına inmez.

 

      Yağışlı günler ortalama sayısı 184, kar yağışlı günler 6, karla örtülü günler sayısı 11'dir. Kıyıdan içe doğru gidildikce iklim değişmektedir. Giresun Dağları'nın denize bakan yamaçları daha da yağışlıdır. Kışlar daha sert geçer, kar örtüsü daha uzun süre kalır ve yazlarıda serin geçmektedir. Kelkit vadisinde ise, kişlar sert, yağışlar azdır. En çok yağış da kıyı kesminin tersine ilkbahar'da düşer.

 

      Ortalama deniz suyu sıcaklığı 16.9º C olup, en yüksek değerlerine Temmuz - Ağustos aylarında ulaşır(25º ).

 

      Bitki Örtüsü:

      Doğal bitki örtüsü, iklim özellikleri ve yükseltiye bağlı olarak değişir. Bitki örtüsünün dağılışın da ilin iki kesimi arasında farklar vardır. İlin kuzey kesiminde kıyıdan ihtibaren 800 m. yükseltiye kadar fındık bahçeleri ile kaplıdır. Bu fındık bahçelerinin arasında yer yer Kızıl ağaç, kestane yükseldikce gürgen, meşe ve  kayınlar dan oluşan ormanlar bulunur. 1600 metreden sonra da köknar, ladin ve sarıçamlardan oluşan ormanlara rastlanır. 2000 metreden sonra ise gür çayırlar ile kaplı yaylalar yer alır. Giresun Dağları'nın güneyindeki Çoruh-Kelkit Vadi Oluğu'na bakan kesimde ise, daha çok meşelerden oluşan kurakçıl ormanlar ve bozkır bitkileri ön plana çıkar.

      İl arazisinin %25'i tarım alanı, %34'ü orman ve fundalık alan, %18'i çayır ve mera ve %25'i tarım dışı araziden oluşmaktadır.

      

  EKONOMİ

      Ulaşım:

      Karayolu ile il'in ulaşımı, sahil kesimden geçen 010 nolu Devlat Karayolu ile sağlanmaktadır. Ancak bu yol ihtiyaca cevap veremediğinden, bu yolda iyileştirme çalışmaları yapılmaktyadır.

      İldeki karayolu ağı 368 km. olup, bunun 252 km.si devlet yolu, 116 km.si il yoludur. devlet ve il yolları toplamının %91'i asfalt, %9'u stabilize yoldur. Ayrıca 77 km.si asfalt olan toplam 6853 km. köy yolu bulunmaktadır.

      İç Anadolu ile İrtibat Giresun-Şebinkarahisar yolu ile sağlanmaktadır. Öteyandan İç Anadolu ile irtibatı kısa ve ekonomik olarak sağlayacak olan Tirebolu- Torul yolunda yapım çalışmaları devam etmektedir.

 

      İlde hava ulaşımı mevcut deyildir. 1997 yılında kurulan ORGİ,  Ordu ve Giresun arasına, deniz dolgusu yapılarak kurulacak olan hava alanının, mendirek inşaatına başlamıştır.

 

      Deniz yolu ile ulaşım, ilin yurt dışına açılan önemli bir kapısıdır. Giresun limanı 1959 yılında hizmete girmiştir. Doğuda Çamburnu, batıda Piraziz arasında ki deniz alanını kapsar. Limanın şilep, yolcu, motor, balıkcı ve klavuzluk olmak üzere 5 adet rıhtımı bulunmaktadır.

      Liman, Türk ve yabancı gemilere yükleme ve boşaltma yapabilecek her türlü kolaylığa ve imkana sahiptir. Limanın yükleme ve boşaltma kapasitesi 1.797.000 yıl/ton'dur.

      Liman'a ihraç maddeleri arsında fındık, un, maden ve karışık yük gelmekte olup, ithal edilen maddeler ise tomruk, budağ ve kömürü kapsamaktadır.

.

      Haberleşme:

      İl genelinde haberleşme üniteleri Türk Telekom Baş Müdürlüğü tarafından tanzim edilmaktadir.İl içersinde 116 adet haberleşme santrali bulunmakta olup bu santrallerden 57 tanesi anolok, 59 tanesi digital olarak haberleşmeyi sağlamaktadır.

      Şehir merkezi, ilçeler ve belediyelerin tamamı ve 558 adet köyden 491 adedi telefona kavuşturulmuştur. Telefon götürüle- meyen 117 adet köyün haberleşme sorunu acentelikler vasıtasıyla sağlanmaktadır.

      GSM sistemli haberleşme ortamı önceleri il merkezi ve sahil ilçelerda yaygınlaştırılmış, Şebinkarahisar ve Alucra ilçelerinden başlamak üzere diğer ilçe merkezlerinin de kapsama alanı içine alınması çalışmaları devam etmektedir.

      

      Sosyal ve Ekonomik Yapı:

      Giresun'da istihdamın büyük bir kısmı tarım ağırlıklı olmasına rağmen, kırsal nüfus başına düşen tarımsal ürünler üretimi, ülke ortalamasının altındadır. Bunun temel nedeni, tarımsal verimliliğin düşük olmasıdır. Giresun ili tarımsal hasılasının, ülke tarımsal hasılası içindeki payı binde 8.5 gibi düşük düzeydedir.

      İlin yer aldığı Karadeniz Bölgesi'nin sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi itibariyle ülke ortalamaları altında kalmasının temel nedenleri; Engebeli arazi yapısına sahip olması ve coğrafi koşulların tarım ve sanayi için elverişli olmamasıdır. Bölgede halen tarım sektörü ağırlığını korumakla birlikte, tarımsal arazinin küçük parçalardan oluşması tarımsal verimliliği düşürmektedir.

      1-ENERJİ 

      Giresun ili  elektrik enerjisini entrekonnekte sisteminden ( ulusal enerji ağı) temin etmektedir. İlde enerji üretiminde faaliyet gösteren sadece Doğankent Hidroelektrik Santralidir. Doğankent Hidroelektrik  Santralinin 1997 yılı üretimi 252.955.000 kwh'dir.

      İlde tüketilen elektiriğin büyük bir çoğunluğu meskenlerde tuketilmektedir. 1996 yılında toplam elektrik tüketimi 251.147.375 kwh olup, kişi başına düşen elektrik tüketimi 522 kwh/kişi'dir.

 

      2-SANAYİ 

 

      İlde imalat sanayi genel olarak tarım ve ormana dayalıdır. İlde 23 adet fındık kırma tesisi mevcut olup, bunların 5 adedi entegre fındık kırma tesisidir. Taş sektöründe de 13 adet yatırım mevcuttur.

      İlde kurulan 70 hektarlık Organize Sanayi Bölgesinin tamamı kamulaştırılmış olup, alt yapı çalışmaları sürdürülmaktedir.

      Doğu Karadeniz Bölgesinde 1991'de başlatılan hafif silah sanayi projesi 1995 yılında ilimizde 16 şirketle, 7 adet esnaf kuruluşunun katılımı ile GİRMAŞ GİRESUN MAKİNA SANAYİ A.Ş.kurulmuştur.Bu firma hafif silah üretmekte olup, teslimatı M.K.E.K.'na yapmaktadır. Üretilen tabancalar; Yavuz 16, (Kalimra :9*19 mm. Barabellum, Şarjör kapasitesi 15+1 mermili) ze Çotanak 5'lisi (38 mm. Kalibreli, Tanburlu, 5 mermili).

      Tabancaların namlu parçaları M.K.E.K.'nun sorumluluğunda ithal edilirken, şimdi namluda bu şirket tarafından imal edilmektedir. Diyer yandan kapasite artırımı çalışmaları devam etmektedir.

 

      3-MADENCİLİK

 

      Doğu Karadeniz Metalojik Provensinin orta kesminde yer alan Giresun ili, metalik madenler açısından çok önemli bir potansiyele sahip olmasına karşın, endüstriyel ve enerji hammaddeleri açısından çok sınırlı bir potansiyele sahiptir. Bu Metalik maden yatakları masif tip (Cu, Pb, Zn) yatak ve zuhurlar çok önemli bir konuma sahiptir.

      İlde , M.T.A.'nın bu güne kadar yapmış olduğu arama çalışmaları sonucu 43 adet Bakır, Kurşun, Çinko, 7 adet Demir,  3 adet Magnezyum, 1 adet Sb molibden ve 1 adet Sb yatak ve zuhur tesbit edilmiştir. Bunlardan ekonomoik açıdan önem taşıyan büyüklükte 15 adet bakır, Kurşun, Çinko, 4 adet Demir, 6 adet illit-kaolen-bentonit-alunit, 4 adet granit-mermer, 1 adet barit ve 2 adet uranyum yatağı mevcuttur.

     Metalik madenler, Espiye, Görele ve Tirebolu yörelerinde sahil kesimlerde yer alır. Enerji hammaddesi olan uranyum'a ise Şebinkarahisar yöresinde rastlanmaktadır.

 

      4-İMALAT

 

      İldeki imalat sanayi'nin büyük çoğunluğu tarım ve orman ürünlerine datanmakta olup, elverişsiz ulaşım ve coğrafi yapı yüzünden olumsuz etkilenmektedir. İmalat sanayinde iki adet KİT kuruluşu bulunmaktadır. (ÇAYKUR Tirebolu Çay fabrıkası, Seka Aksu Müessesesi Giresun) Bunun dışında 92 özel işletme bu sektörde çalışmaktadır.

      Giresun Ticaret Odasına kayıtlı 1822 iş yerinden 692'si gerçek 1130'u tüzel kişiliğe sahiptir. İlde küçük sanayi işletmeleri, sanayi sitesi bölgelerinde toplanmıştır. İl merkezinde 2 adet küçük sanayi bölgesi kurulmuş, ağaş ve metel işleri olarak bölünmüştür.

 

      5-BANKACILIK

 

      Giresun'da, 1997 yılı sonu itibariyle 12 ayrı bankanın toplam 45 şubesi faaliyet göstermektedir. En fazla şubesi olan banka; 14 şube ile Ziraat Bankası ve 11 Şube ile Halkbank'tır. Bunları 5'er şube ile İşbankası ve Akbank izlemektedir. Banka şubelerinin 13 tanesi il merkezinde  32 tanesi de ilçelere dağılmış bulunmaktadır.

 

      6-GELİR DURUMU

 

      Giresun ili Gayrisafi Yurtiçi hasılası (GSYİH), 1996 yılı itibariyle 436.695 milyon TL. düzeyinde gerçekleşmiştir. Faaliyet kollarına göre dağılımı ise, 1997 yılı itibariyle %36.4 tarım sektörü, %13.3'ü sanayi, %14.8'i ulaştırma, %12'si ticaret ve %6.4'ü inşaat sektöründe olduğu gözlenmektedir.

     Giresun ili GSYİH'sinin Karadeniz Bölgesi ve Türkiye içindeki yeri incelendiğinde  ise, ilde yaratılan hasılanın, Karadeniz Bölgesi hasılasının %4.47'sini, Türkiye hasılasının ise %0.47'sini oluşturduğu görülmektedir.

     1998 yılı içinde toplam bütçe gideri 17 trilyon 382 milyar, toplam bütçe geliri 8 trilyon 383 milyar TL.'dir. İl genelinde Vergidairesi ve Mal Müdürlüklerine  kayıtlı 18.461 faal mükellef bulunmaktadır.

 

      7-TİCARET

 

      İlde, iklim ve doğal yapı gereği, tarımsal üretim ve buna bağlı olarak oluşan tarıma dayalı imalat sanayi üzerine bir ticari yapı kurulmuştur.

     Dünyaca kalitesi bilinen Giresu fındığı halkın temel geçim kaynağını oluşturmaktadır. Bu fındığın işlenerek iç ve diş pazarlara hazırlanması ilde kurulu bulunan modern tesislerde yapılmaktadır. Bu fındık önceki yıllarda işlenmeden ihraç edilirken günümüzde , tesislerde işlenerek kavrulmuş, kıyılmış, beyazlatılmış, un ve püre haline getirilmiş şekilde ihraç edilmektedir.

     Maden olarak, Kurşun konsantresi ve barit madenide önem arzetmektedir. Bu madenler diş ülkelere ihraç edilerek önemli döviz girdisi sağlanmaktadır.

     İlde ayrıca kereste ve ağaç parke üretimi yapılmakta, SEKA Aksu Kağıt Fabrikası gazete kağıdı üretmektedir.

     İlde ticari hayatı canlandıran önemli faktörlerden birisi de kıyı ticaretidir. Sovyetler birliğinin dağılması ile ortaya çıkan Bağımsız Devletler Topluluğu ve özellikle Orta Asya Türk Cumhuriyetlerine olan kapıların açılması sonucunda, bu ülkelere önemli ölçüde ihracat yapan firmalar kurularak, önemli ölçüde gelir sağlanmaya başlandı.

     İlde, 1997 yılı ihtibariyle ihraç edilen önemli ürünler şöyle sıralanabilir; Fındık, Maden, Buday unu, gazete kağıdı, kiremit, gofret, bisküvi, inşaat malzemesi, fotoğraf kağıdı, çeşitli sebzeler, jüt çuval, margarin, çuval dikme makinası.

     İle yapılan ithalatın dağılımı ise, ekmeklik buğday, gübre, çam, meşe, kayın ve kerestane tomruğu, fındık işleme tesis makinaları ve çeşitli imalat işlemlerinde kullanılan makina ve parçalarıdır.

     İlimiz Gümrük Müdürlüğü 1997 yılı verilerine göre 263.941.356 $ ihracat yapılmış ve  4.495.236 $ ithalat yapılmıştır.

 

      8-BALIKCILIK

 

      İl genelinde balıkcılık önemli bir geçim kaynağı olmasına rağmen, tüm balıkcılık potansiyeli kullanılamamaktadır. Giresun'da balıkcılık, kıyı balıkcılığı biçiminde yürütülmektedir. Avlanan balıklar hamsi, palamut, torik, tivsi, sargan gibi göçmen balıklar ile kefal, kötek, karagöz, barbun, kalkan, mezgit ve istavrit gibi yerli balıklardır.

 

      9-TARIM

 

      Doğu Karadeniz Dağ silsilesinin ikiye böldüğü Giresun ilinin bu iki bölümü arazi yapısı bakımından çok ayrı özellikler arzeder. Bol yağış alan kuzey kesimde bitki örtüsü zengindir. Bu kesimde 800 m yüksekliğe kadar fındık ve diğer meyve ağaçları ile genellikle yaprağını döken ağaçlar yer almaktadır. 800-1200 m yükseklikler arasında iğne yapraklı ağaçlara, 2000 m yükesklikte ise uçsuz bucaksız yaylalar yer almaktadır.

      İlin sahil kesiminde tarımsal faaliyetler içersinde Fındığın tartışılmaz bir üstünlüğü vardır.Fındığın dışında ailenin geçimliği şeklinde hayvancılık ve sebzecilik görülmektrdir. Son yıllarda seracılık önem kazanmaya başlamıştır.Sahil kesimdeki önemli sayılabilecek bir faaliyet de balıkcılıktır. Son yıllarda kültür balıkcılığı de giderek yaygınlaşmıştır. Tirebolu- Eynesil bölgesinde çay yetiştiriciliği fındıkdan sonra ikinci sırada olup, çoğu ailenin geçim kaynağını teşkil etmektedir.

     Şebinkarahisar, Alucra ve Çamoluk ilçelerinde tarımsal yapı sahil kesimden tamamen farklı bir özellik gösterir. Çayır-mer'a alanları ve buna bağlı olarak hayvancılık önem arzetmektedir. Hububat, Meyvecilik, Sebzecilik ve son yıllarda da tütün ürtetimi yaygınca yapılan tarım faaliyetleri arasındadır.

 

     10 HAYVANCILIK

 

      İlde, büyük ve küçük baş hayvancılığı, sahil kesimde otlakların az olması, yem bitkisi ekiliş alanlarının dar olması ve girdi fiyatlarının yüksek olması nedeniyle düşük sayıdadır. Yüksek kesimlerde ise nüfusun düşük olması nedeniyke hayvan sayısı düşüktür.Bütün bu etkenlere rağmen Alucra, Çamoluk, Dereli ve Şebinkarahisar gibi ilçelerde hayvancılık halen en önemli geçim kaynaklarından birisidir. 2000 m yükseklikteki yaylalar yaz aylarında hayvancılık için önemli bir yere sahiptir. Sun'i Tohumlama ve Tabii tohumlama çalışmaları ile yerli ırkların ıslahı çalişmaları devam etmelktedir.

      Kümes Hayvanları ve Arıcılık, Önemli geçim kaynaklarından birisi de arıcılıktır. 1997 sonu rakamlarına göre ilde toplam 107.875 adet kovan bulunmaktadır. 1.150 ton bal üretilmaktedir.

      Kümes hayvancılığı daha çok ihtiyaç karşılamaya yöneliktir. Ticari amaçlı 4 adet Yumurta tavukçuluğu yapan işletme bulunmaktadır. Toplam kapasiteleri 18.400 dür. 1 adet de 2.300 kapasiteli Broiler tavukçuluk yapan işletme bulunmaktadır. 

     Su Ürünleri, Giresun Merkez ilçenin ve bunla birlikte 8 ilçenin sahilde bulunması nedeniyle balıkcılık, Giresun ekonomisinde önemli bir yer tutmaktedır. 116 km sahil şeridi bulunan ilde, 1997 yılında denizden toplam 25.147.475 kg deniz ürünü avlanmıştır.

     Son yıllarda devlet desteği ile kültür balıkçılığında da önemli bir ilerleme sağlanmıştır. 1997 yılı rakamlarıyla il genelinde 65 adet Alabalık tesisi bulunmakta olup, toplam kapasitelri 301 ton/yıl 'dir.

 

      11-ORMANCILIK

 

      İl genelinde ormanlık alanlar oldukça geniş yer kaplamakdadır. Giresun ili arazisinin 236 hektarlık alanını, yanı %40'ını ormanlık alan oluşturmaktadır. Bu alanın, % 25'i normal koru alanı, %24'ü bozuk orman alanı ve %51'i de çok bozuk orman alanıdır. 

      Bu ormanları oluşturan ağaç türleri ibrelilerden; ladin, sarıçam, köknar. Yapraklılardan; kayın, kızılağaç, kestane, gürgen, meşe, kavak, akçaağaç ve karaağaçtır. Bu ağaç türlerinden, ladin, kayın ve çam türleri saf ormanları meydana getirdiği gibi libreli yapraklı karışımı ve yapraklıların kendi aralarında karışımından da orman şekilleri meydana gelmiştir.

         

TURİZM

      Giresun ili, sahip olduğu doğal ve tarihi değerler açısından turizme oldukça elverişlidir. Bölge de turizm sezonu, ülkenin diğer turizm yörelerinde olduğu kadar uzun süreli deyildir. Buna rağmen son yıllarda turizm hareketlerinde önemli bir gelişme kaydedilmiş, turizm sektörü daha çok tarih ve doğa tuırizmine doğru kaydırılmıştır.

      Doğa turizmi açısından bölgede bulunan yaylalar önemli bir kaynaktır. Buyaylalardan Dereli/kümbet yaylası 20 Mayıs 1991 tarih ve 20876 sayılı, Dereli/Yavuzkemal-Kulakkaya yaylası 20 Eylül 1991 tarih ve 20997 sayılı ve Bulancak/Bektaş yaylası 5 Mart 1990 tarih ve 20452 sayılı Resmi Gazetelerde Bakanlar Kurulu Kararları yayınlanarak Turizm Merkezi olarak ilan edilmişlerdir.

      İl merkezinde ve ilçelerde bulunan tarihi eserler yeterli zenginlikte bulunmasına rağmen, gerekli tanıtım ile belirli bir ilgi oluşturma şansına sahiptir.

      Gezilip görülebilecek tarihi yer ve eserler:

      Giresun Adası: Kıyıdan bir mil açıkta bulunan ada, Karadeniz'in tek adasıdır. 40.000 metrekare olup, halen duvar kalıntıları bulunmaktadır. Halkın gezinti yerlerinden olup, yaz aylarında mavi turlar düzenlenmektedir.

     Giresun Kalesi: Kenti ikiye bölen yarım adanın üstüne kurulmuş olup, 500 metrelik bir yol ile ulaşılabilmaktedir. Kalenin M.Ö.2. yüzyılda Pontus Kralı 1.Farnakes tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. Kalenin çeşitli yerlerinde, oyulmuş taş mağralar ve tapınak örnekleri bulunmaktadır. Gazi (Topal)  Osman Ağanın mezarı da kalede bulunmaktadır.

     Kiliseler: Kentte iki kilise bulunmaktadır. Her ikisi de 18.yy'dan kalmadır. Sokakbaşı Gogora Mevkiinde bulunan müze olarak kullanılmakta olup, Çınarlar mahallesinde bulunan ise çocuk kütüphanesi olarak kullanılmaktadır.

       Seyyid Vakkas Türbesi: Kapu Mahallesi'nde bulunan 19.yy'dan kalma bir türbedir. Fatih Sultan Mehmet zamanında ve Giresun'un alınması sırasında şehit düşen Uç Beyi Seyyid Vakkas'a aittir.

      Meryemana: Askerlik Şubesi arkasında eski Lonca yolu üstünde bulunmaktadır. Hıristiyanlığın ilk yayıldığı yıllardan kalma bir kaya tapınağıdır. Panaia ve Surp Sarkis adlarıyla da bilinen ve üç katlı olduğu söylenen tapınak, geçmişte şifahane olarak kullanılmıştır.

      Hacı Hüseyin Cami: 1594 yılında Çobanoğlu Hacı Hüseyin tarafından yatırılmıştır. 1861'de Dizdarzade Murat Bey kızı Ayşe Emetullah hayratı olarak yenilenmiştir.

     Hacı Miktad Camisi:  1661 tarihli yazıtında yapının Hacı Miktad Ağa'nın vakfı; 1841 tarihli yazıtında Hacı Çalık Kapudan'ın hayratı olduğu anlaşılmaktadır. 1889 tarihli yazıt ise yapıyı Hacı İsmail Efendi'nin yeniden inşa ettirdiğini belirtmektedir.

      Kale Camisi:Hükümet Konağı yakınında bulunmakta olup, iki adet yazıtı vardır. 1830 tarihli yazıtında Dizdarzade Emetullah Hanım'ın yaptırdığı yazılmaktadır. 1911-1912 tarihli yazıtında ise, Sarı Mahmutzade El-Hac Mustafa Efendi tarafından yeniden inşa edildiği belirtilmektedir.

      Çekek Camisi: Giriş kapısı üzerinde bulunan kitabeye göre, 1884 tarihinde Sarı Alemderzade yaptırmıştır.

      Soğuksu Camisi: Giriş kapısı üzerindeki kitabeden anlaşıldığına göre, Müslüm adında bir kişi tarafından yaptırılmıştır. 1986 yılında ise; Giresun Kaymakamı Mahmut Rüştü tarafından genişletilerek yenilenmiştir.

      Şeyh Keramettin Camisi: Şeyh Karemettin adında bir kişi tarafından yaptırılmıştır.

      Kufa Kuyusu: Bizans döneminden kaldığı sanılmakta olup, kalenin eteğinde ve yeni açılan yolun kenerındadır. Kuyu,  2 m uzunluğunda ve 80 cm genişliğinde ağıza ve 7-8 metrede derinliğe sahiptir.

      Ticaret Lisesi Binası Ve Kapısı: 1904-1906 yıllarında yapılmış, Dor-Korint-İyon tarzı bir yapıdır.

      Millet Bahçesi Kapısı: Hükümet Konağı önüne rastlayan ve Millet Bahçesi olarak anılan parkın kemer kapısı olup, Kitabelerden anlaşıldığına göre, Kaymakam Ziya ve Belediye Raisi Kaptan Yorgi Paşa tarafından yaptırılmıştır. 

     İlde faaliyette bulunan toplam 8 adet belgeli tesiste 410 yatak kapasitesi mevcuttur.

YAYLACILIK

      Giresun ilinin güneyinde yer alan dağlar kıyıya doğru alçalarak belirli kesimlerde düzlükler oluştururlar. 1750-2200 m yükseklikteki bu düzlüklerde pek çok yayla vardır.

      Bu yaylalara bölge halkı eskiden hayvan otlatmak ve sahildeki yaz sıcaklarından kaçıp serin ve temiz dağ havası almak için çıkmakta iken, günümüzde daha çok temiz dağ havası almak ve dinlenmek için çıkmaktadırlar. Yaylaya çıkışlar çoğu zaman günübirlik olmaktadır.

      Önceden yaylaya yürüyerek gidilirken; ulaşımın saglanması ile otobobiller ile gidilmekte. Bu yaylaların bir çoğunda yılın belirli haftalarında şenlikler düzenlenmektedir. Yaylaların çoğunda Haziran Temmuz aylarında kar görmak ve bir ağaını kara diyer ağaını ise çiçekler ile süslenmiş yeşil çimlere basmak ve uçsuz buçaksız güzel bir manzara seyretmek mümkündür.

     Bu yaylaların çoğunda düzenlenen şenlikler, eskiden bu yaylalara yapılan OTÇU göçlerinden doğmuştur. Otçu göçü, Yaylalara Mayıs ayı içersinde normal göç yapılır. Mısırların bir -iki karış  byüdüğü zaman aralarında biten yabani otlar çapalanır. Bu çapalama işine ot kazımı denir, bu işlemden bir hafta sonra ikinci ot kazımı yapılır. Ot kazma işleminden sonra cenikliler dinlenmek için topluluklar halinde yaylaya giderler. Buzamanda yaylaya giden topluluklara OTÇU GÖÇÜ denir. Bu göç esnasında insanlar yol boyunca yiyip içip eylenirler, çeşitli konaklama bölgelerinde konaklayarak bir iki gün içinde yaylalara çıkmakta ve Yaylada kaldıkları 10-15 günlük zaman içinde çeşitli kır pazarlarında piknik yapıp eylenmekte idiler.

      Zamanla yaylalara araba yolu yapılması ile bu pazar yerlerinde şenlikler ve festivaller düzenlenmeye başlandı. Bu yaylayardan bağzıları:

     Kümbet Yaylası: Giresun il merkezine 60 km. mesafene bulunmakta olup, turizm merkezi durumundadır. Bu yayla Giresun ilinin en gözde yaylası olup, Giresun - Dereli ve Şebinkarahisar yolu üzerinden iki şekilde ulaşmak mümkündür. Birinci yoldan gidilince 41 km. asfalt 19 km ise stabilize yol ile ulaşılır. Şebinkarahisar yolundan devam edilerek İkisu, Uzundere üzerinden gidilir ise 80 km asfalt, 12 km stabilize yol ile ulaşılır.

     Bu yaylanın 2 km. kuzey batısındaki Aymaç Mevkinde, Her sene Temmuz ayının 2. pazar günü Kümbet şenlikleri kutlanmakta dır.Aymaç Mevki doğal güzellikler yönünden zengin, çevre manzarasına hakim bir tepedir.

      Bektaş Yaylası: Giresun Merkezden Evrenköy, Erimez, Yavuzkemal üzerinden gidildiğinde yaklaşık 56 km. uzaklıkta bulunan Bektaş Turizm merkezi çevresindeki Kulakkaya Yaylası, Melikli Obası Yaylası, Kurttepe mevkii ve Alçakbel Orman İçi Piknik Alanı ile birlikte bir bütün teşkil eder.

     Bektaş Yaylasında elektrik, su, telefon gibi altyapı mevcuttur. Yaz aylarında oldukça kalabalıklaşan yaylada 80 yatak kapasiteli ve  2 yıldızlı bir otel bulunmaktadır. Ayrıca Kurtepe mevkiinde günübirlik kullanım tesisleri, manzara seyir terasları bulunmaktadır.

      Kulakkaya Akçabel mevkinde bulunan Orman İçi Eğitim Tesisleri ve bitişiğindeki Orman içi Piknik Alanı günübirlik kullanışlara hizmet verirler. Burada organize bir piknik sahası, çocuk parkı, restoran ve 3 adet dağ evi bulunmaktadır.

      Kulakkaya Yaylası: Giresun'a yaklaşık 45 km. mesafede bulunan yayla, 1500 rakımında ve ilginç doğa güzelliklerine sahiptir. Giresun şehir merkezinden itibaren Kayadibi'ne kadar 7 km. asfalt olup, devamı 36 km stabilizedir. Yol üzerinde bulunan Destup Kayası ve suyu; doğal güzelliklere sahip Erimez Mevkii, Gelin Kayası ayrı birer ilgi odağıdır.

      Giresun'un eskiden beri çok bilinen ve gidilen bir yaylası olup, Çevre yaylalara nispeten düşük rakımlı oluşu, daha uzun mevsimli ve ulaşımının kolay olması nedenleri günübirlik yaylaya çıkanların daha çok tercih etdikleri bir yayla olmuştur.

      Sis Dağı Yaylası: Trabzon ile Giresun il sınırında bulunan Aladağ'ın en yüksek tepesi Alimeydan (sis) dağı (2182 m.) üzerinde geniş bir alana yayılmış kücük yaylalar topluluğundan oluşmaktadır. Görele ilçesinden 40 km. mesafede bulunmaktadır. bu dağ Ordu ilmerkezinden de görülmektedir. Sahile kuş bakışı en yakın yayla konumundadır.

      Su ve elektriğin mevcut olduğu yaylada, Her yıl Temmuz ayının üçüncü Cumartesi günü Sis Dağı Şenlikleri kutlanmaktadır. Bu dağ C statüsünde Milli Park olarak korunmaya alınmıştır.

      Anastos Yaylası:Alucra ilçesinin güneydoğusunda yaklaşık 10 km. uzaklıkta bulunan yaylaya Kamışlı Köyü üzerinden ulaşılmaktadır. Elektrik ve suyu bulunan yaylada, yapraklı ve iğneli ağaçlardan oluşan karma bitki örtüsü güzel bir manzaraya sahiptir.

      Tamdere Yaylası: Dereli sınırları içersinde bulunan yaylaya Giresundan 70 km.'lik asfalt yol ile ulaşılmaktadır. Şebinkarahisardan ise 27 km.'lik bir yol ile ulaşılmaktadır. Suyu ve elektriği olan yayla Giresun-Şebinkarahisar yolu üzerinde kurulmuştur.

      Karagöl Yaylası: Dereli ilçesinin güneybatısında;Giresun-Ordu-Sivas illerinin birleşme noktasına yakın bir konumdaki 3107 m. zirveli Karagöl Dağında bulunan ; Karagöl krater gölü çeresinde kurulmuştur.

      Kazıkbali Yaylası: Daha çok bir kır pazarı olup, Her çarşamba pazarı kurulmaktadır. Yayla Gümüşhana'nin Kürtün ilçesi sınırları içinde olmasına rağmen, Genelde Giresun'un Titebolu, Espiye , Görele, Eynesil, Güce, Doğankent ilçelerinden insanlar, Kazıkbeli çevresindeki yaylalara çıkmaktadır.

      Pazar yeri tam dağın zirvesinde olup, Temmuz ayında kar görmek mümkündür. Kazıkbeli pazarına daha çok günü bilik eylenmeye gelenler katılmaktadır.

     Kazikbeli Yaylasına birkaç türlü ulaşım mümkündür. Birinçi ulaşım Tirebolu-Doğankent-Kürtün Üzerinden, İkinci ulaşım Sahilden Güce üzerinden, Üçüncü ulaşın ise Alucra ilçesinden.

     Diğer Yaylalar: Giresun ili ve ilçelerinde yaylacılık çok gelişmiş olduğundan, Yukarda belirtilen yaylalardışında çok sayıda yayla bulunmaktadır. Bu yaylalarda genellikle hayvancılık yapılmakta olup Haziran-Temmuz aylarında dinlenmek amacıyla da kullanılmaktadır.

      Bu yaylalardan en çok bilinenleri; Bulancak ilçesinde Paşakonağı ve Sanalan, Derli ilçesinde Çağman ve Isırganlı yaylaları, Alucra ilçesinde Çakrak, Güllüce, Tohunluk, Seydişıh, Aydın, Çamlı, Akyatak, Ağlıkkıran, Yaylaları, Tirebolu ilçesinde, Kavraz, Ağaçbaşı Yaylaları, Espiye ilçesinde, Çalal, Günlük, Karadoğa, Karaovacık Yaylaları, Eynesil ilçesinde, Panayır, Kanatdüzü yaylaları, Şebinkarahisar ilçesinde Kınık, Eğribel, Başyayla ve Tutak Yaylalarıdır. 

ÖRF VE ADETLER

      Çeşitli medeniyetlere ait tarihi zenginlik ve kültür unsurları ile dolu olan Giresun ili; tarihi açıdan olduğu kadar, kültür bakımından da ilgi çekicidir. Amozonlardan Bizans'a; Kafkas'lardan Anadolu'ya , Selçuklulardan Osmanlıya kadar Dünya tarihine egemenliğini hissetirmiş medeniyetlerin Seçuklulardan Osmanlıya, izlerini görmek her yerde mümkün deyildir.

      Selçuk ve Osmalı döneminde, ve de Cumhuriyet döneminde Giresun, Türk Kültür hayatına önemli katkılarda bulunmuştur. Ancak coğrafyanın dağlık ve oldukça dik meyilli olması ulaşımı güçleştirmiştir.Bu ulaşım yetersizliği kültürel değerlerin ülkenin diğer bölgelerinde yeterince duyulmasını engellemiştir.

      Yine aynı coğrafi sebepler, bölgede yerleşimi dağınık ev sistemine zorlamıştır. Tarımla uğraşan toplum, elverişli bulduğu araziyi tarlaya çevirmiş, evini komşusuna göre deyıl, tarlasına göre yerleştirmiştir.

      Bütün bu sebeplerden dolayı, ilçeler hatta birbirine yakın köylerde yaşayan insanların şiveleri oldukça büyük  farklılıklar göstermiştir. Şehirde yaşayan insanlar, köyleri ile devamlı ilişki içinde bulunduğundan, köylerde yaşatılan geleneklerin çoğu şehirlere de taşınmıştır.

      Yöra halkı tarafından yaşatılan örf ve adetlerden bağzıları aşağıda anlatılmaktadır. Bunların çoğu oldukça eski tarihlere dayanır.

      Yılbaşı: Her yıl Miladi takvime göre Mart ayının 14'ünde yılbaşı tutulur. O sabah erken kalkılır, denizden veya nehirden su alarak eve gelinir. Bu su evin her tarafına serpilir. O gün uğursuzluk sayılır diye eve misafir kabul edilmez, Ancak denenmiş birisi var ise o eve çağrılır. Gelen kişi  sağ ayağı ile içeri girerek martınızı bozdum der ve yeni yıllarını kutlar. O akşam sısrgan pişirili ve içine mavi boncuk atılır. Ayriyeten Kemer ocaklığı olan evlerde ısıtılmış taş üzerinde Taflan yaprağına sarılı ve içinde mavi boncuk sarılı bir ekmek pişirilir. Bu mavi boncuklar kimin ağzına gelirse o sene ekine o kişi başlar. Osene ürün bol olur ise Martı bozan kişi uğurlu gelmiş sayılır.

      Bu takvime göre Mart ayının birinden ihtibaren 12'sine kadar hava durumuna bakılarak, gelecek mart ayına kadar havanın nasıl gideceği hakkında fikir yürütülür.

      Hidrellez: Mayıs ayının 6'sına gelindiğinde, o gün Hızır ve İlyas Aleyhisselamların biraraya geldiğine ve kış aylarının bitip, özel günlerin geleceğine inanılır. Akşamdan üç-beş genç kız niyet tutarak, bir gül ağacının dibine yüzüklerini gömerler.S Sabahleyin mani okuyarak onları çıkarırlar.

      Mayıs Yedisi (Aksu Şenlikleri): Her yıl Mayıs ayının 7'si (miladi 20 Mayıs) kutlanır. sabahleyin erken saatlerde kalkıp, yanlarına yıyecek ve içeceklrini alan halk, Giresun'un doğsunda bulunan Aksu Deresinin deniz ile birleştiği yerde toplanırlar. burası bir panayır yerine dönüşür. İnsanlar, özellikle hastalar, dertliler, çocuğu olmayanlar, dilekleri olanlar Aksu deresinin kıyısına vararak bir dilek dileyip, yedi çift bir tek taşı suya atarlar.

      4000 yıllık geçmişin kültür mirası olarak günümüze ulaşan törenler 1997 yılına kadar Mayıs Yedisi adıyla sürdürülürken, bu tarihden ihtibaren Giresun Aksu Kültür ve Sanat Festivali adıyla kutlanmasına karar verilerek, şenliklere anlam kazandırıldı.

      Burada yapılan törenler üç anabölümden oluşur. 1. Çocuğu olmayanlar, dilekte bulunarak, üç kez sayacaktan geçerler. 2. Baharın gelmesiyle birlikte kötülüklerden arınmak isteyenler, Aksu Deresinin denize döküldüğü yerde Derdim Belam Denize  diyerek, yedi çift, bir tek taş atarlar. 3. Adanın etrafını dolaşma geleneği.işlem sayacaktan geçtikden sora devam edilerek tamamlanır. Ada turu, Hamza Taşının önünden başlar, yine burda biter.

      Düğün Töranlari: Düğün törenleri geleneği günümüzde çoğunlukla köylerde sürdürülmektedir. Bu törenler genelde iki gün iki gece devem etmektedir. Düğün törenleri kız evi ve oğlan evi olmak üzere iki yerde kutlanır. Oğlan evinde çoğunlukla erkekler, kız evinde ise kadınlar eylenirler.

      Çarşamba günü gecesi gelinin eline, maniler okunarak kına yakılır bu geceye kına gecesi denir. kına gecesinde geline hediye takılır, bu hediye töreninde hediye takılanların adları, verdikleri hediyeler abartılarak söylenir. Kına gecesi kız evi oğlan evine konak giderler. Gelen konuklar davul zurna ve Kemençe eşliğinde oğlan evinin yakın bir yerinde karşılanır. O gece yenilip içilip sabaha kadar eğlenilir.

      Perşembe günü gelin alma günüdür. Oğlan evi, gelin evinin uzaklığına bağlı olarak öğleden sonra gelin almak için kalabalık bir şekilde kız evine gelinçi giderler. Gelinçi gitmeden önce dağmat ortaya çıkartılarak takı takılır. Gelin kız evinden alınıp gelinir.  Gelin eve girerken dağmat gelinin başına para ve fındık atar. Kaynana, gelin eşikten girerken eşiğe bir su testisi koyar, gelin su testisini devirerek içeri girer.

      Düğün töreninden sonraki ilk beşinci günü gelinin akrabaları gelerek ceyiz toplarlar, Yedinci gün ise Gelin ve dağmat ile arkadaşları Kızın anne ve babası ile akrabalarını ziyaret ederler ve bu ziyaretde dağmat yumurta yer.

      Doğumla İlgili Gelenekler: Kısırlığı gidermek için buğuya, kızgın kiremite, ya da taşa oturtulduğu, koca karı ilaçlarından medet umulduğu görülmaktedir. Gabenin sağ yanı, sol yana göre daha ağırsa erkek, solyan ağır, karın yayvan, yüz lekelenmiş ise kız çocuğu inancı kimi çevrelerde yaygındır. Doğumdan sonra göbek bağı toprağa gömülür.

      Giyim Gelenekleri: Geleneksel giysiler daha çok iç kesimlerde ve şehirlere uzak köylerde giyilmektedir. Erkekler aba-zıpka giyerler.Günlük kadın giyimini ise; oyalı yaşmak ya da çember, peştamal, entari-hırka, yün-şal, Keşan ve kara lastikdir.  Takı olarak beşibirlik, hasır bilezik takılır.

      Beslenme Gelenekleri: Bölgede bakıl, mısır ve karalahana beslenmede çok önemli bir yer tutmaktadır.  Fasulye ve bağzı sebzeler kurutularak veye tuzlanarak kışa saklanmaktadır. Yörenin fasülye turçusu meşurdur.

      Kiraz, Taflan(Kara yemiş), yağsız peynir tuzlanarak kışa saklanmaktadır. Hamsi salamura yapılarak yaza saklanmaktadır.

      Pancar çorbası, mısır dolması, karalahana dolması, pancar diblesi, pancar döşemesi, kiraz tuzlusu, fasülye turçusu, kabak kabuğu kavurması, ısırgan yağlaşı, Diken ucu kavyrması, mısır ekmeği yöreye özgün yemeklerin başında gelmektedir.

      Halk Oyunları: Giresun ilinde iklim şartlarına ve coğrafik yapıya bağlı olarak yöreye has halk oyunları ve buna bağlı figürler gelişmiştir. Oyunlar genellikle hareket ve çeviklik içermekle beraber kadın ve erkeğin beraber oynadıkları bölümde, erkeğin kadına saygısından dolayıdır ki, erkek figürleri kadın figürleri ile aynı esnaklik ve yumşaklığa düşmektedir. Fakat oyunlar kazaların bulunduğu yörenin karakteristik özelliğini de içine alarak farklı şekillerde icra edilmektedir. kostümlerini bile etkilemektedir.

      Oyunlar kendi içersinde oyun oyun ayrılmakta ve oyun kendine özgü bir isimle anılmaktadır. Horon, dik horon, sallama, karşılama, çandır, metelik, biçak oyunu, tamzara, çiftetelli gibi isimler almişlardır.

      Adak Yerleri: Giresun adak, inanç ve pratikleri halk arasında yoğun olarak yaşatılmaktadır. Yapılan incelemeler her kesimden insanın bu mevzuda duyarlı olduğunu ortaya koymuştur. Bu adak yerlerinden bağzıları:

          İkiz Taşlar: Tirebolu ilçesinde sahile çok yakın bir mesafede denizin ortasında bulunan iki büyük kaya parçasıdır. 20 Mayıs Bahar Şenlikleri esnasında çevresi kayıklarla dönülerek dilekler dilenmektedir.

          Karagöl: Giresun-Ordu-Sivas illerinin birlrşme noktasında bulunan 3107 m. zirveli Karagöl dağında bulunan kreter gölüdür. Gölde yüzünü aksini görenler cennetlik kabul edilir.

          Kulakkaya yaylası düzlüğü: Buyaylada bulunan bir düzlükte yetişen yosun, kum ve ağaç köklerinin çeşitli hastalıklara şifa olduklarına inanılır.

          Sevda Yolu: Giresun kalesinde bulunmaktadır.

          Yokuşbaşı: Tirebolu ilçesinde, İstiklal Mahallesinde bulunmaktadır. 

          Şeyh Yakup Hanife Türbesi: Giresun-Dereli yolu 10. kilomertesinde bulunmaktadır.

          Seyit Şeyh İdris ve Şeyh Pir Aziz Türbeleri:  Piraziz ilçesine bağlı Gökçeali ve Nefsi Piraziz köylerinde bulunmaktadır.

          Tepeköy: Görele ilçesine bağlı Tepeköy'de bulunmaktadır.

          Pamuk Dede: Çavuşlu beldesi, Beyli Mahallesinde bulunmaktadır.

          Seyyid Vakkas Türbesi: Şehir merkezinde Cumhuriyet ilköğretim Okulunun karşısındadır.

          Şeyh Aziz Hüseyin Baba Türbesi: Keşap ilçesi, Yolağzı Köyü Cingiren Mahallesindedir.

          Gülbahar Hatun Tekkesi: Yağlıdere ilçesi, Tekke Köyde bulunmaktadır.

          Hacı Mustafa Hz. Türbesi: Dereli ilçesi, Kızıltaş Köyünde bulunmaktadır.

          Akkaya Köyü Camii: Dereli ilçasi, Akkaya Köyünde bulunmaktadır.

          Hasan Şeyh Türbesi: Şebinkarahisar ilçesi, Hasan Şeyh Köyünde bulunmaktadır.

          Seyyid Mahmud Çağırgan Veli Türbesi: Alucra ilçesi, Boyluca Köyünde bulunmaktadır.

          Şeyh Keramettin Türbesi: Merkez Boztekke Köyünde bulunmaktadır.

© 2010 TrabzonPortal | Tüm Hakları Saklıdır | Trabzonspor Bugün: 14 | Klik: 21 | Buradasın: Giresun | İp: 3.15.6.77
Link Takas Link Takas 
Link Takas Link Takas 
Link Takas Link Takas 
Link Takas  Link Takas 
Link Takas  Link Takas 
Link Takas  Link Takas 
Sitemizin bedavasitem'e kayıt tarihi : 01.12.2010. Sitemiz Trabzon ve Karadeniz bölgesi hakkında bilgi vermek üzere açılmıstır. Açıldığı günden buyana bu hizmetini devam ettirmeye çalışmaktadır.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol