Pulathane Siiri
Pulathane (Akçaabat)M.NİHAT MALKOÇ
Sen Pulathane’yi gezdin mi dostum?
Bir görmeden tarif etmek zor şimdi
Güzelliği sen de sezdin mi dostum?
Sualini yavaş yavaş sor şimdi
Güzellikler bölüşülür, paylanır
Ağıtlarda hasret, acı söylenir
Hıdırnebi Yaylası’nda yaylanır
Kavranlara basılmıştır lor şimdi
Buralarda fitne, fesat az olur
Müminin yüzünde nurdan iz olur
Hakikate giden yollar düz olur
Gerçekleri görmeyenler kör şimdi
Bahçelerde çiçek açar, yaz gelir
Baharla birlikte bize haz gelir
Koca ömür insanlığa az gelir
Aç gözünü hakikati gör şimdi
Yücesinde boz bulanık kör duman
Hasat vakti gelir kurulur harman
Çiçeklerde saklı bin çeşit derman
Yeşilliği gözlerimde fer şimdi
Sabah namazında kalkılır işe
Tez vakitte haber salınır eşe
Haram yiyip asla dönülmez köşe
Köylünün sırtından akar ter şimdi
Mutluluk ışığı yansıyor gözde
Samimiyet elbet gizlidir sözde
Seher vakti rızk aranır denizde
Deryalara atılmıştır tor şimdi
Muhabbetler büyür dönüşür aşka
Aşk varsa gönülde gerek yok köşke
Ömrüm bu toprakta geçseydi keşke
Hicrandan vuslata erer yâr şimdi
İrem’i andırır yeşil bağları
Yücelere kanat gerer dağları
Afiyetle yenir taze yağları
Doğru mu, yanlış mı, karar ver şimdi
Gecenin kör vakti garipler ağlar
Denizler köpürür, ırmaklar çağlar
Yeşile bürünür çiçekli bağlar
Menekşeler bahçelerde mor şimdi
Hiçbir yer değildir gönlüme göre
Hicran ateşine, kavuşmak çare
Gitmeye meylim yok başka bir yere
Şuraya bir yatak, yorgan ser şimdi
On Yedi Şubatlar bayramdır bize
Döküldü düşmanın leşi denize
İmanla Salip’i getirdik dize
Hakk’a karşı kenetlenmiş şer şimdi
Övünmek hakkımız düşman utansın
Ülkemi bölüşen ferman utansın
Türk’e kefen biçen cihan utansın
Olanları hayırlara yor şimdi
Akçabatlı’m Sargana’yı unutma
Garibi hor görüp zalimi tutma
Ceddinin sözünü yabana atma
Hayatını muhabbetle ör şimdi
Hasret hançer olur, boynumu vurur
Ruhumu bedenden alıp savurur
Yüreğimi baştanbaşa kavurur
İbrahim’in ateşinde kor şimdi
Sılanın zehiri, kederi gurbet
Ölümün ötesi, beteri gurbet
Garibin azığı, kaderi gurbet
Piştik artık yakmaz bizi nâr şimdi
Köftesi, horonu mühürdür çağa
Başlasın eğlence, dizilin sağa
Çek dizleri, tenin değsin toprağa
Dört bir yanda oynanıyor bar şimdi
Ne söylesem el âleme söz olur
Söylemesem yüreklerim köz olur
Bahar gelir, benim ruhum güz olur
Karadağ’da üşür yağan kar şimdi!...
M.NİHAT MALKOÇ